23 Temmuz 2015 Perşembe

ÜZÜLME BARINÇ

Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü Bülent Arınç, Suruç’taki katliamda HDP’li yöneticilerden ölen olmadığına dikkat çekiyor, adeta hayıflanarak. Katilden değil, ölmeyenden hesap sorarken, hayal kırıklığını gizlemeye gerek bile duymuyor. Belli ki katledilen 31 can yetmemiş kendisine. Belli ki HDP’nin parti meclis üyesinin, ilçe eş başkanının ve onlarca HDP gönüllüsünün ölmesi kesmemiş iştahını. Üst yönetimden birilerine niyet etmiş belli ki. Ağzının içinde dolandırıp da söyleyemediğini, kadrolu yandaş ve tescilli Kabataş fetişisti Hilal Kaplan bir çırpıda tamamlamış. Acar gasteci pozlarında Figen Yüksekdağ’ın neden orada olmadığını “istihbari soru” olarak paylaşmış sosyal medya hesabında. Akıllarınca alttan alta gönderme yaparken, neredeyse peçeteye yazıp şarkı ister gibi, ölüm listesi verecekler katil çetesine.
Sayın demeye elim, dilim varmıyor. Sizin sevdiğiniz şekilde hitap edeyim. Eyyy Arınç ve Kaplan! Boşuna üzülmeyin. HDP’li yöneticiler ölmedi diye helak etmeyin kendinizi. O gün Suruç’taki o kalleş saldırıda, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve altı milyon HDP’linin her biri… Hepimiz bir parça öldük. Hepimiz biraz eksiğiz artık. Sol mememizin altında için için kanayan koca bir yara.
İlk ölmemiz de değil bu. Amed’deki bombayla da öldük biz. Kollarımız, bacaklarımız savruldu dört bir yana; Reyhanlı’daki gibi. Roboski’de delik deşik edildik çoluk çocuk. Soma’da, Ermenek’te toprağın altında can verdik. Gezi’de vurularak, dövülerek, gaza boğularak öldük. Lice’de parçalarımızı eteğinde topladı anamız, Mardin’de yaşımızdan çok kurşun sıkıldı cılız bedenimize. Madımak’ta yakıldık. Faşist darbelerde asıldık. Çocuk olmamız engel değildi. Asılabilmek için bir gecede büyütüldük. Biz çok öldük, hep öldük devletin hoyrat ellerinde.
Evet, o gün Suruç’taki kalleş saldırıda hepimiz bir kez daha öldük.  Fakat sanmayın ki yenildik. Sanmayın ki pes ettik. Her ölümde olduğu gibi, yine bir yara açıldı yüreğimizde. Sarmadık yaralarımızı. Sarmayacağız. Sarmayacağız ki kapanmasın. Sarmayacağız ki kanasın, sızlasın her nefeste. Her sızladığında hatırlayacağız ne çok ve ne için öldüğümüzü. Acımızı içimize akıtıp, öfkemizi diri tutacağız her birinin hesabı sorulana dek. Ve yaralarımız her sızladığında, bir kez daha “Adalet! Demokrasi!” diyeceğiz. “Barış!” diyeceğiz bir kez daha. Çünkü “Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır.”*
*Yaşar Kemal
(23/07/2015 Jiyan)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder