19 Mayıs 2014 Pazartesi

BİLİYORSUN

Son yüzyılın en büyük "maden kazası" demeye elim, dilim varmıyor, işçi katliamı yaşandı ülkemizde. Acılı ailelere sabır diliyorum.

Sadece Soma'daki değil, tüm ülkedeki madenci kardeşler: Siz sakın affetmeyin bizi. Emeğinizin sömürülmesine sessiz kaldığımız, kazadan kazaya hatırladığımız, her ölümden sonra hesap soracağız deyip sormadığımız için; maden güvenliğinde dünyanın en kötüsü olduğumuzu bilmediğimiz, bilsek de bir şey yapmadığımız için; biz ülkemizin ayıbından utanmazken, sizi çizmenizdeki çamurdan utandırdığımız için affetmeyin bizi. Hakkınızı alana, sorumlulardan hesap sorana kadar sakın ola affetmeyin bizi.

Sayın demeye elim, dilim varmıyor, Başbakan:
Soma'da gazetecilere adetin olduğu üzere ince ayar verdikten sonra yoğun (!) araştırmalar sonucu muhtemelen Vikipedi'den indirdiğin bilgiler paylaştın. 18. ve 19. yüzyıldan örnekler vererek, maden kazalarının "olağan şeyler" olduğunu söyledin. Vicdan beklemiyoruz artık senden. Fıtratında yok, öğrendik.  Ama bu sözlerinle iş güvenliğinde 19. yüzyıl şartlarında olduğumuzu teyid ettiğini fark etmedin mi?  Hadi sen fark etmedin, danışmanlarından biri "Aman Usta, bu örnekler yaraya tuz basar. Yapma!" demedi mi? 

Bu işin fıtratında ölüm olduğunu hatırlattın. Sağ olasın. Yalnız, şu senin Vikipedi'de başka bilgiler de var. Ben de onları paylaşayım madem: 

Son yıllarda Türkiye kömür endüstrisinde iş güvenliği açısından dünyanın en kötü ülkesiymiş. Hem de açık ara farkla. Çin'de bile 1 milyon ton kömür üretiminde 1,27 işçi ölümü gerçekleşirken, bu rakam Turkiye'de 7,22 imiş.  Şu her fırsatta örnek verdiğin ABD'de ise 0,02.  Yani Turkiye'de madenciliğin fıtratında, ABD'dekinin 360 katı kadar ölüm varmış.  Bu nasıl fıtrat "usta"?  Bir deyiversene bize. Vikipedi'deki kazaları paylaştın da, bunları neden söylemedin?  AKP döneminde 14 bin işçinin iş kazalarında öldüğünü neden anlatmadın? Başöğretmen edasıyla "literatürde iş kazası diye bir şey var" derken, aynı literatürde iş güvenliği diye bir şey de olduğunu, Türkiye'nin Uluslararası Çalışma Örgütü'nün Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi'ni imzalamadığını neden atladın?  Vikipedi'de hepsi var oysa. Bunlar da mı montaj-dublaj? Bu arada, sen zahmet etme, ben araştırdım.  Vikipedi'nin sahibi "İsrail dölü" değilmiş.

CHP'nin verdiği Soma önergesinin tutanağında "Soma ile ilgili tek kelime yok" dedin.  Sen bizi hepten salak sandın galiba. Tutanak kazadan bir kaç saat sonra internete düşmüştü bile.  Ah, kapatamadın ya şu interneti tamamen... Bunlar hep o twitter belasından. Neyse, diyeceğim o ki, önerge baştan aşağı Soma.  Ya sana paralel tutanak verdiler, ya da sen bize yine yalan söyledin "usta."

Hepsi bir yana da, sen ve yanındaki hadsizler takımı acılı halka tekme tokat giriştiniz ya...  Mecazi anlamda değil, maalesef. Ağıza alınmayacak küfürlerle, nefret söylemleriyle hem de.  Vallahi ne diyeyim?  Tam "dünya liderine" yakışır hareket. Son yıllarda zaten yerle yeksan olan uluslararası itibarimiz, artık iflah olmaz sayende.

Aslında anlıyorum seni. Korku ve paranoya kemiriyor içini, çünkü kaçınılmaz sonu görüyorsun. Yolsuzluk ve rüşvet iddialarını savuşturmuş görünsen de, bu işin henüz bitmediğini biliyorsun.  Her gün daha da çirkinleşiyor, saldırganlaşıyorsun.  Ve en kötüsü, kontrolü kaybediyorsun.  Kontrolsüz güç en büyük zayıflıktır. Bu zayıflığınla kendi kazdığın çukurun içinde debelendikçe daha derine batıyorsun.  Etrafında doğru söyleyen kim varsa dokuz köy öteye kovaladın, ama çevrendeki dalkavukların her yaptığına övgü düzen sözleri de artık yetmiyor seni sakinleştirmeye. Biliyorsun. Hatalarını, günahlarını, bunların hesabını vereceğini biliyorsun. 30 Mart'ta kazanmış olsan da, aslında oy kaybettiğini, seçim hilesi olmazsa Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedebileceğini, ve iktidardan düşünce yargılanacağını biliyorsun.  Her an şüphe içinde yaşıyorsun.  Her yerde paralel arıyor, herkeste paralel görüyorsun.  Diktatörlük senin için sadece bir tercih değil artık. Mecburiyet. Çünkü demokrasiye birazcık benzeyen herhangi bir rejimde varolamayacağını biliyorsun.  Danıştay'da sergilediğin utanç verici öfke nöbeti, ruh halini ortaya koydu. Soma'daki rezalet ise sonun yaklaştığını açıkça gösteriyor.


"Başbakana yuh çekersen tokadı yersin" dedin ya... O iş öyle değil, sen çok iyi biliyorsun.  Vatandaşı ezersen, er ya da geç tokadı yersin. Yiyeceksin, biliyorsun.

(19/05/2014 Posta 212) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder