16 Eylül 2014 Salı

DARBE Mİ DEDİNİZ?

12 Eylül faşist darbesinin kaymağını yiyen, yedikçe semiren AKP'nin kendini "darbe mağduru" olarak tanımlaması siyasi tarihimizin en büyük ironilerinden biri, belki de birincisi. Dini, "Sol'un panzehiri" olarak gören 12 Eylül'den en büyük kazancı İslamcı kesimin sağladığı tartışılmaz bir gerçek. Ancak gerçekler Akepe için çok önemli değil. Önemli olan muhalifleri susturmak, yaratılan kutuplaşmayı, gerekirse çakma mağduriyetlerle güçlendirmek ve ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak. Bu yüzden sahte gözyaşları içinde 12 Eylül'den hesap sormaya söz verirken, 1981'de açılan Metris'te 1979'da işkence gördükleri yalanını, hem de bir çoğu evlatlarını işkencede kaybetmiş Cumartesi Anneleri'nin gözlerine baka baka söylerken utanmıyorlar. Ve bu yüzden hükümet karşıtı her eyleme, gösteriye, hatta eleştiriye "Darbe var!" çığlıklarıyla histerik tepkiler veriyorlar.

Meclisteki ve sokaktaki muhalefete, Türkiye'de halkların ortak demokrasi mücadelesinin miladı olan Gezi'ye, haklarındaki yolsuzluk soruşturmalarına hükümetin tek bir yanıtı var: "Darbeciler!"  Darbeci yaftası son olarak Beşiktaş'ın taraftar topluluğu çArşı'ya yapıştırılmak isteniyor. Kafa kesen, soykırım yapan, 49 vatandaşımızı üç aydır rehin tutan IŞİD'e terörist demekten aciz AKP'nin Yeni Türkiyesi'nde, polisin orantısız şiddetine orantısız zekayla karşılık veren taraftar grubu çArşı'nın üyeleri, terör örgütü kurmakla suçlanıyor. Devletin tırları kim olduğunu açıklayamadığı gruplara, ne olduğunu açıklayamadığı yükler taşırken, ülkenin dört bir yanında ihtiyacı olan çocuklara tırlar dolusu kitap, giyecek, oyuncak taşıyarak umut dağıtan çArşı yargı önüne çıkartılıyor. Deprem bölgesinde bebekler soğuktan donarak ölürken, babasını, kardeşini iş cinayetinde kaybetmiş vatandaşı devlet tekme tokat döverken, köy okullarına yardım kampanyaları yapan, Van'daki depremzedelere, Soma'da yetim kalan çocuklara devletin esirgediği şefkati götüren çArşı'nın üyeleri için  müebbet hapis cezası isteniyor. Barcelona'da siyah futbolcu Eto'ya yapılan ırkçı saldırılardan nükleer santrale,  Suriyeli mültecilerden otizmli çocuklara,  fayton atlarından Gazze'deki katliama her türlü sosyal konuda duyarlı davranan çArşı'nın darbe yapmaya çalıştığı iddia ediliyor. 

Darbe mi dediniz? Darbeden bol ne var memlekette? Yeni Türkiye başlı başına bir darbe! 

Erkeklerin ayda ortalama 23 kadını öldürdüğü, 45 kadına ve çocuğa taciz ve şiddet uyguladığı Yeni Türkiye'de, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'nin  devlet koruması altında öldürülen kadınlardan haberdar olmaması, kanunda yapılan değişikliklerle tecavüz ve tacizin adeta ödüllendirilmesi kadınların  yaşam hakkına darbedir. İki kadının katilini televizyon programına çıkartıp ne kadar güleryüzlü olduğunu söyleyen hayasız sunucu ve stüdyoda bu pespayeliğe alkış tutan şuursuzlar darbecidir. 

Darbe, eğitim sisteminin kirli siyasi oyunlara alet edilerek yap-boz tahtasına dönüştürülmesi ve gelecek nesillerin geleceklerinin karartılmasıdır. Öğrencilerin TEOG rezaletiyle evlerinden kilometrelerce uzağa yerleştirildiği, özel okulla okulsuzluk arasında seçime zorlandığı, parası olmayana okuma hakkının verilmediği sistemi kuranlar ve uygulayanlar darbecidir. 

Darbe mi dediniz? Devletin ordusunun 34 sivili katletmesi, barıştan bahsederken çocukları havan toplarıyla paramparça eden kalekollar dikmesidir darbe. Sefil bir mizansenle kışladaki bayrağı indirip, kardeşi kardeşe kırdırmaya çalışmak, düzmece bir savaş başlatmak için kendi vatanını vurmayı planlamaktır. Barışı rehin alıp oy karşılığı şantaj aracı olarak kullananlardır gerçek darbeciler. Sivas'ta 33 canı diri diri yakanları aklayanlardır. Gencecik, savunmasız insanları sokak aralarında döverek öldürenler ve öldürdükleri çocukları terörist ilan edip, annelerini meydanlarda yuhlatanlardır. 

Yeni Türkiye'de hukuka karşı darbe var! Yolsuzluğun araştırılmasını engelleyen; bir dönem savcısı olduğu davanın, çıkarları değişince kumpas olduğunu iddia edendir. Aile boyu hırsızlığı, havuz medyasını, pişkinlikle yapılan rüşvet pazarlıklarını ortaya koyan ses kayıtlarının montaj olduğunu göstermek için devletin kurumuna ısmarlama rapor hazırlatandır.

Her sene binden fazla işçi cinayetine göz yummak, katilleri yeni ihalelerle ödüllendirmek emeğe karşı darbedir. İş cinayetlerine fıtrat, öldürülenlere şehit hükmü verenler darbeciliği iyi bilirler.  

Darbe, demokrasiyi şaibeli seçimlerin sandıklarına hapsedip, düşünce ve ifade özgürlüğü, insan hakları, eşitlik gibi olmazsa olmazları yok saymaktır. Anadilde eğitimi yasaklamaktır darbe. "Afedersiniz Ermeni"dir. "Biliyorsunuz Alevi"dir. "İsrail dölü"dür. Kim demiş darbeler hep postal sesiyle gelir diye? Vesayetin el değiştirdiği Yeni Türkiye'de, "Emri ben verdim" cümlesi, darbenin makosen sesidir. 

Ve darbecilerin ustası, villada milyarlarla beraber onuru, haysiyeti sıfırlanırken, dinden, imandan, ahlak ve edepten bahsedendir.

Darbe mi dediniz? Bir yandan "Darbe var!" diye feryat figan ederken, darbenin hasını yaptınız, adını Yeni Türkiye koydunuz. Eski Türkiye'nin bol dipçik darbeli çeyrek demokrasisiyle, kin yiyip nefret kusan islam faşizminin karışımından yarattığınız, yeni adı altında eskiye öykünen, medeniyeti duble yola, ekonomisi inşaata endeksli, bayramları yas eyleyen, ölümlere sevinen, insan yaşamının sudan ucuz, vicdan bedelinin çok pahalı olduğu, iç işleri içler acısı, dış işleri dışlanmış, uluslararası itibarı yerle yeksan bir hilkat garibesi. Ve sizler, bu berbat çürümüşlük içinde, halkın paralarıyla yaptırdığınız saraylarda, altın suyuna da batırsanız kendinizi, içinizin kötülüğünü, yüreğinizin çirkinliğini, çamur kaplı zihninizin kokuşmuşluğunu örtemeyeceğinizi biliyorsunuz. Daha kötüsü, sizinle birlikte pisliğe batmayanların bunu apaçık gördüğünü biliyorsunuz. Bu yüzden bu kadar korkuyorsunuz size benzemeyen herkesten ve her şeyden. En cok da ezdiklerinizden... Alevi'den, Kürt'ten, işçiden, kadından. Bu yüzden korkuyorsunuz Gezi'den, çArşı'dan. Dövdünüz gitmediler.  Öldürdünüz bitmediler. İftiralarınızla da yenemeyeceksiniz. Çünkü yargıladığınız 35 kişinin arkasında sadece çArşı, sadece Beşiktaş değil, her takımdan, her kesimden, her ezilmiş kimlikten milyonlarca insan var.  Ve er ya da geç, hep birlikte haykırarak başınıza yıkacaklar dışı beyaz, içi zifir saraylarınızı:  Faşizme karşı, zulüme karşı, darbeciye karşı, kardeşimsin çArşı! 

(16/09/2014)

2 yorum:

  1. Nefretin , dörtnala mantığından önde gidiyor

    YanıtlaSil
  2. Yazdiklarima somut bilgilerle karsi cikabiliyorsan, tartisiriz. Boyle havada bir nefret suclamasi, senelerdir nefret kusan bir iktidarin yandaslarindan gelince ancak gulunc olur. Ermeni, Kurt, Musevi, kadin, cocuk, LGBT... 77 milyonu nefretle kucaklayan reyize olan biatin, dortnala mantigindan onde gidiyor. :-)

    YanıtlaSil