2 Eylül 2014 Salı

ALKIŞ

Açıklama

Demirtaş'ın gecikmiş "alkış" açıklaması, ben aşağıdaki yazıyı bitirdiğim sırada geldi. RTE'nin alkışlanması öfkeden içimi kabarttıysa da, bu hareketin stratejik bir anlaşmadan çok, siyasi beceriksizlik sonucu olduğunu tahmin etmiştim.  Ancak, ne yalan soyleyeyim, böyle bir açıklama beklemiyordum.  Demirtaş'ın "Erdoğan'a değil, halkın iradesine saygı gösterdim" sözlerini takdir etmemek elde değil.  Ancak yine de, halka saygı gösterirken bile, adaletsiz bir seçimle göreve geldiğini söylediği kişinin, hiç değilse sembolik olarak protesto edilebileceğini ve edilmesi gerektiğini düşünüyorum.  Bir de tabii, keşke bu açıklama, bunca hezeyana fırsat vermeden gelseydi.   Neyse, zararın neresinden dönülse kardır deyip, Yeni Yaşam'a olan inancımı tazelediği için Demirtaş'a teşekkürlerimle, orijinal yazımı paylaşıyorum. 

Alkış
Kızgınım.  Çok kızgınım.  Sadece Demirtaş'a ve HDP'ye değil, bu aralar herkese atarlanasım var. 

Aralarında Selahattin Demirtaş'ın da bulunduğu HDP milletvekilleri, Perşembe günü mecliste, yolsuzluğu ayyuka çıkmış iktidarın elleri kanlı, yüreği kinli diktatörüne alkış tuttular.

İlk atar  ağızlarının suyu akarak, Demirtaş'a oy verenlerin utanç içinde bir pişmanlık bildirisi yayınlamalarını bekleyen CHP'li arkadaşlara.  Hiç boşuna keyif sigaralarınızi yakmaya hazırlanmayın.  Kendi adıma söyleyeyim, hiç pişman değilim.  Evet, diktatörün tahta çıkışını alkışlamak en hafif tabirle abesle iştigaldir.  Ağır tabiri "nezaketen" yazmıyorum.  Ancak bu, Yeni Yaşam'ın solun yıllardır özlemle beklediği söylem olduğu gerçeğini değiştirmez.  Küçük ve yanlış oy hesaplarıyla, diktatöre öykünür gibi tepeden inme bir şekilde önlerine atılan, sağın dibine vurmuş, demokrasinin Menderes'le başladığını, Türkeş'in kahraman olduğunu söyleyen bir adaya "tıpış tıpış" oy verenlerin, AKP'yi iktidara taşıyan ve 12 senedir basiretsiz muhalefet yapan partiyi ısrarla destekleyenlerin, ilkeli siyaset soylemini tercih edenlere çemkirmek yerine, önce kendi pişmanlıklarıyla yüzleşmeleri gerekir. 

Sıradaki atar, eleştiriye tahammülü olmayan fanatik Demirtaş hayranlarına ve Kürt milliyetçilerine gelsin.  Yolsuzluk, hırsızlık, ve dahi dönemin başbakanının emriyle işlenen cinayetleri görmezden gelip, Uzun Adam'ı eleştiren herkesi paralel ya da "ateyiz" ilan eden AKP biatçılarına koyun derken, aynı kör, biatçı tavırla yanlışı görmezden gelip, bir de eleştirenlere saldırmak nasıl bir aymazlıktır?  Radikal demokrasi söylemi üzerinden siyaset yapan ve oy alan bir siyasetçi ve eş başkanı olduğu parti, Roboski'nin, Reyhanlı'nın sorumlusu, Gezi'deki cinayetlerin baş faili, Soma'da ve daha pek çok işyerinde, daha fazla kar için binlerce canın katledilmesine göz yuman, rant için doğayı ve kamu arazilerini peşkeş çeken, kendinden olmayana var olma hakkı vermeyen diktatörü ayakta alkışlayacak; ona oy verenler bunu eleştiremeyecekler; bunun adına da radikal demokrasi diyeceğiz, öyle mi? Yerler öyle demokrasiyi. 

Gelelim Demirtaş'a.  Elbette bu ayıp tüm HDP milletvekillerinin ayıbı.  Ancak, Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı seçiminde, ülkenin pek çok yerinde partisinin son seçimde aldığı oyları katladığı göz önüne alınırsa, tepkinin aslan payını alması doğal.

Yenilir yutulur şey değil... Oldu mu o alkış, Selo Başkan? Gülsüm Ana'ya ne diyeceksin?  Roboski'nin hesabını nasıl soracaksın alkışladığın zorbadan?  Hrant'ın cinayetini tertipleyenleri terfi ettiren, Madımak katillerini aklayıp bir de hayırlara yoran Uzun'u alkışladıktan sonra, "Afedersiniz Ermeni"leri, "Biliyorsunuz Alevi"leri nasıl inandıracaksın tüm kimliklerin haklarını savunacağına? 

Yeni Yaşam'a çağırdin, kalktık geldik.  Hem de nezaketen değil, yürekten geldik. Radikal demokrasi için, tüm kimliklerin özgürce, esitçe, gönüllü olarak beraber yaşadığı bir Türkiye için geldik. Nar olmaya geldik Selo Başkan, dışı bir, içi bin olmaya!  Kanımıza dokundu, CHP bile diktatörü örgütlü bir şekilde protesto ederken senin alkışladığını görmek. Tüzük fırlatmayı nezaketsiz bulmuşsun.  Eyvallah.  Nezaketli protesto edeydiniz madem.  Ne bileyim, bir siyah bant, bir kırmızı fular takamadınız mı?  Protestoyu da geçtim, hiç değilse alkış tutmasaydınız!  Yakıştı mı sazdan başka bir şey çalmayan ellerine bir hırsızı alkışlamak? Hiç mi kulaklarında çınlamadı kendi sözlerin?   Hadi Yeni Yaşam inancıyla peşine düşenleri düşünmedin, Roboski'yi, Lice'yi düşünseydin.  Ali İsmail'in hatırı yoksa, bari Medeni'nin hatırına alkışlamasaydın.  Olmadı Demirtaş, olmadı. 

Evet çok kızgınım.  Ama dedim ya, pişman değilim.  Üstelik şunu da açıkça söyleyeyim: Yine aynı adaylarla seçim olsa, yine Demirtaş'a verirdim oyumu, çünkü ne kadar kızsam da, ben bu alkışın gizli hesaplara dayalı bir stratejiden cok, siyasi zekanın geçici dumuru olduğunu düşünüyorum.  Zira bu alkışın bedeli, kazandırabileceklerinden çok daha fazla.
HDP, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Yeni Yaşam Çağrısı ile yakaladığı ivmeyle solun yeni adresi olabilecek, 2015 seçimlerinde barajı aşıp mecliste ciddi bir muhalefet gücü kazanabilecekken, yıllardır beklediği bu fırsatı riske atması hiç mantıklı gelmiyor bana.  Ortada AKP ile gizli bir pazarlık olsa bile, ki ben olmadığına inanıyorum, böyle bir pazarlığa %10 barajını aşarak oturmak, HDP için çok daha kazançlı olacaktır. Barış sürecini rehin alıp, çıkarları karşılığı hayasızca şantaj yapan AKP'nin kuru alkış karşılığında HDP'ye taviz vermeyeceği cok açık. HDP'nin de, RTE'nin kuru sözüne güvenip, 2015'te barajı aşmaktan vazgeçerek AKP'yi destekleyecek kadar, af buyurun, salak olmadığından eminim.  Canlı yayında 10 dakika önce söylediği sözü inkar eden RTE'nin, değil kapalı kapılar ardında, tüm ülkenin gözü önünde bile ne kadar rahatlıkla yalan söyleyebildiğini görmek için sadece Kabataş ve camide içki fantezilerini hatırlamak yeter. Hal böyleyken, HDP'nin RTE'yi açıktan destekleyip, barajı aşabilmesinin tek yolu olan CHP küskünlerini ve "evsiz" solcuları kızdırması hiç akılcı olmaz.


Velhasıl kelam, tüm öfkeme rağmen, bir hata için Demirtaş'ı gizli anlaşmalarla suçlayıp linç etmenin hem adaletsiz, hem yanlış olduğunu düşünüyorum.  Öfkemin ötesinde, çokça hayal kırıklığım var.  Fakat Yeni Yaşam'a dair temkinli bir iyimserlik de var içimde.  Yanılmadığımı umuyorum. 

(02/09/2014)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder