Açıklama
Demirtaş'ın gecikmiş "alkış" açıklaması, ben
aşağıdaki yazıyı bitirdiğim sırada geldi. RTE'nin alkışlanması öfkeden içimi
kabarttıysa da, bu hareketin stratejik bir anlaşmadan çok, siyasi beceriksizlik
sonucu olduğunu tahmin etmiştim. Ancak,
ne yalan soyleyeyim, böyle bir açıklama beklemiyordum. Demirtaş'ın "Erdoğan'a değil, halkın
iradesine saygı gösterdim" sözlerini takdir etmemek elde değil. Ancak yine de, halka saygı gösterirken bile,
adaletsiz bir seçimle göreve geldiğini söylediği kişinin, hiç değilse sembolik
olarak protesto edilebileceğini ve edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir de tabii, keşke bu açıklama, bunca
hezeyana fırsat vermeden gelseydi. Neyse,
zararın neresinden dönülse kardır deyip, Yeni Yaşam'a olan inancımı tazelediği
için Demirtaş'a teşekkürlerimle, orijinal yazımı paylaşıyorum.
Alkış
Kızgınım. Çok
kızgınım. Sadece Demirtaş'a ve HDP'ye
değil, bu aralar herkese atarlanasım var.
Aralarında Selahattin Demirtaş'ın da bulunduğu HDP
milletvekilleri, Perşembe günü mecliste, yolsuzluğu ayyuka çıkmış iktidarın
elleri kanlı, yüreği kinli diktatörüne alkış tuttular.
İlk atar ağızlarının
suyu akarak, Demirtaş'a oy verenlerin utanç içinde bir pişmanlık bildirisi
yayınlamalarını bekleyen CHP'li arkadaşlara.
Hiç boşuna keyif sigaralarınızi yakmaya hazırlanmayın. Kendi adıma söyleyeyim, hiç pişman
değilim. Evet, diktatörün tahta çıkışını
alkışlamak en hafif tabirle abesle iştigaldir.
Ağır tabiri "nezaketen" yazmıyorum. Ancak bu, Yeni Yaşam'ın solun yıllardır
özlemle beklediği söylem olduğu gerçeğini değiştirmez. Küçük ve yanlış oy hesaplarıyla, diktatöre
öykünür gibi tepeden inme bir şekilde önlerine atılan, sağın dibine vurmuş,
demokrasinin Menderes'le başladığını, Türkeş'in kahraman olduğunu söyleyen bir
adaya "tıpış tıpış" oy verenlerin, AKP'yi iktidara taşıyan ve 12
senedir basiretsiz muhalefet yapan partiyi ısrarla destekleyenlerin, ilkeli
siyaset soylemini tercih edenlere çemkirmek yerine, önce kendi pişmanlıklarıyla
yüzleşmeleri gerekir.
Sıradaki atar, eleştiriye tahammülü olmayan fanatik Demirtaş
hayranlarına ve Kürt milliyetçilerine gelsin.
Yolsuzluk, hırsızlık, ve dahi dönemin başbakanının emriyle işlenen
cinayetleri görmezden gelip, Uzun Adam'ı eleştiren herkesi paralel ya da
"ateyiz" ilan eden AKP biatçılarına koyun derken, aynı kör, biatçı
tavırla yanlışı görmezden gelip, bir de eleştirenlere saldırmak nasıl bir
aymazlıktır? Radikal demokrasi söylemi
üzerinden siyaset yapan ve oy alan bir siyasetçi ve eş başkanı olduğu parti,
Roboski'nin, Reyhanlı'nın sorumlusu, Gezi'deki cinayetlerin baş faili, Soma'da
ve daha pek çok işyerinde, daha fazla kar için binlerce canın katledilmesine
göz yuman, rant için doğayı ve kamu arazilerini peşkeş çeken, kendinden
olmayana var olma hakkı vermeyen diktatörü ayakta alkışlayacak; ona oy verenler
bunu eleştiremeyecekler; bunun adına da radikal demokrasi diyeceğiz, öyle mi?
Yerler öyle demokrasiyi.
Gelelim Demirtaş'a.
Elbette bu ayıp tüm HDP milletvekillerinin ayıbı. Ancak, Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı
seçiminde, ülkenin pek çok yerinde partisinin son seçimde aldığı oyları
katladığı göz önüne alınırsa, tepkinin aslan payını alması doğal.
Yenilir yutulur şey değil... Oldu mu o alkış, Selo Başkan?
Gülsüm Ana'ya ne diyeceksin? Roboski'nin
hesabını nasıl soracaksın alkışladığın zorbadan? Hrant'ın cinayetini tertipleyenleri terfi
ettiren, Madımak katillerini aklayıp bir de hayırlara yoran Uzun'u
alkışladıktan sonra, "Afedersiniz Ermeni"leri, "Biliyorsunuz
Alevi"leri nasıl inandıracaksın tüm kimliklerin haklarını savunacağına?
Yeni Yaşam'a çağırdin, kalktık geldik. Hem de nezaketen değil, yürekten geldik.
Radikal demokrasi için, tüm kimliklerin özgürce, esitçe, gönüllü olarak beraber
yaşadığı bir Türkiye için geldik. Nar olmaya geldik Selo Başkan, dışı bir, içi
bin olmaya! Kanımıza dokundu, CHP bile
diktatörü örgütlü bir şekilde protesto ederken senin alkışladığını görmek.
Tüzük fırlatmayı nezaketsiz bulmuşsun.
Eyvallah. Nezaketli protesto
edeydiniz madem. Ne bileyim, bir siyah
bant, bir kırmızı fular takamadınız mı?
Protestoyu da geçtim, hiç değilse alkış tutmasaydınız! Yakıştı mı sazdan başka bir şey çalmayan
ellerine bir hırsızı alkışlamak? Hiç mi kulaklarında çınlamadı kendi
sözlerin? Hadi Yeni Yaşam inancıyla
peşine düşenleri düşünmedin, Roboski'yi, Lice'yi düşünseydin. Ali İsmail'in hatırı yoksa, bari Medeni'nin
hatırına alkışlamasaydın. Olmadı
Demirtaş, olmadı.
Evet çok kızgınım.
Ama dedim ya, pişman değilim.
Üstelik şunu da açıkça söyleyeyim: Yine aynı adaylarla seçim olsa, yine
Demirtaş'a verirdim oyumu, çünkü ne kadar kızsam da, ben bu alkışın gizli
hesaplara dayalı bir stratejiden cok, siyasi zekanın geçici dumuru olduğunu
düşünüyorum. Zira bu alkışın bedeli,
kazandırabileceklerinden çok daha fazla.
HDP, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Yeni Yaşam Çağrısı ile
yakaladığı ivmeyle solun yeni adresi olabilecek, 2015 seçimlerinde barajı aşıp
mecliste ciddi bir muhalefet gücü kazanabilecekken, yıllardır beklediği bu
fırsatı riske atması hiç mantıklı gelmiyor bana. Ortada AKP ile gizli bir pazarlık olsa bile,
ki ben olmadığına inanıyorum, böyle bir pazarlığa %10 barajını aşarak oturmak,
HDP için çok daha kazançlı olacaktır. Barış sürecini rehin alıp, çıkarları
karşılığı hayasızca şantaj yapan AKP'nin kuru alkış karşılığında HDP'ye taviz
vermeyeceği cok açık. HDP'nin de, RTE'nin kuru sözüne güvenip, 2015'te barajı
aşmaktan vazgeçerek AKP'yi destekleyecek kadar, af buyurun, salak olmadığından
eminim. Canlı yayında 10 dakika önce
söylediği sözü inkar eden RTE'nin, değil kapalı kapılar ardında, tüm ülkenin
gözü önünde bile ne kadar rahatlıkla yalan söyleyebildiğini görmek için sadece
Kabataş ve camide içki fantezilerini hatırlamak yeter. Hal böyleyken, HDP'nin
RTE'yi açıktan destekleyip, barajı aşabilmesinin tek yolu olan CHP küskünlerini
ve "evsiz" solcuları kızdırması hiç akılcı olmaz.
Velhasıl kelam, tüm öfkeme rağmen, bir hata için Demirtaş'ı
gizli anlaşmalarla suçlayıp linç etmenin hem adaletsiz, hem yanlış olduğunu
düşünüyorum. Öfkemin ötesinde, çokça
hayal kırıklığım var. Fakat Yeni Yaşam'a
dair temkinli bir iyimserlik de var içimde.
Yanılmadığımı umuyorum.
(02/09/2014)
(02/09/2014)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder